Altılı Masa bugün (21 Ağustos Pazar) Saadet Partisi ev sahipliğinde ilk tur buluşmalarının son toplantısını düzenliyor. 12 Şubat’ta başlayan bu toplantı silsilesi pek çok kişi için güncel sonuçları itibariyle bekleneni henüz vermiş değil. Altılı Masa kimileri için siyasetin dönüşümü adına büyük bir umut kaynağı, kimileri için ise hayli rahatsız olunan bir tedirginlik kaynağı.
Altılı Masa özellikle iktidar mensupları ve iktidara yakın gazetecilerin, yorumcuların gündeminden düşmüyor. Ancak Altılı Masa’nın bu tartışmalardaki seyri, masada olanlardan ziyade masada olmayan parti, kişi ve konular üzerinde yoğunlaşıyor. İktidarın bu birlikteliğe olanca gücüyle yüklenmesi altı partinin bir araya gelmesinin iktidar kanadını ne kadar tedirgin ettiğini açıkça gösteriyor.
Daha evvel de sıklıkla tekrar ettiğim üzere; altı partinin ortak ilkeler etrafında bir masanın etrafında bir araya gelebilmesi sanıldığı kadar kolay değil. Dünyaya bakışları, örgütlenmeleri birbirinden oldukça farklı. Her birinin tabanları, örgütleri, içerde işleri zorlaştıran kurmayları, farklı gelecek planları var. Ancak altı lider bugüne kadar tüm “olumsuz” yorumlara, iktidarın çabalarına rağmen bir arada kalabildi. Çünkü bütün ayrılıkları anlamsız kılan tek bir mesele hayati önem taşıyor: Türkiye’nin kaderi. Önümüzdeki seçimde Türkiye otoriterleşme ile demokratikleşme arasında bir seçim yapacak. Bu liderlerin ve partilerinin atacağı adımlar da seçimin sonucunu tayin edecek.
Altılı Masa bu tarihi görevini yerine getirmekle yükümlü iken önüne çıkan bazı engellerle ve iç problemlerle de mücadele etmek zorunda. Altı parti ilk tur buluşmalarını bitirmeye hazırlanırken bu süreçte yaptıkları ve yapamadıkları oldukça tartışıldı. Bunlardan bazılarına göz atalım.
Öncelikle, Altılı Masa bütün eksiklerine rağmen şubat ayından bugüne çok önemli bir şeyi başardı: 12 Şubat’a kadar, ben dahil pek çok yorumcunun ısrarla beklediği “birliktelik” görüntüsü normalleşmiş oldu. Türkiye’de yan yana gelemeyen, birbirleri ile konuşamayan siyaset anlayışının “sembolik” bir kırılımı oldu. Önümüzdeki süreçte bu birliktelik fotoğrafının daha da genişlemesi siyasetin normalleşmesi için oldukça kritik. Ancak, bugün Altılı Masa’yı oluşturan birbirinden farklı altı siyasal partinin aynı masada oturup, ortak hedefler çerçevesinde seçime hazırlanıyor oluşu iktidarın kurduğu kutuplaşma oyununu sarsıyor. Toplumun bunca sıkıntı arasında çözüm önermek yerine, yüksek perdeden birbirine hakaret eden siyasetçilerden yorulduğunu gözlemliyoruz. Altılı Masa’daki görüntü ve liderlerin siyasi nezaketi yeniden normalleştirme çabaları oldukça önemli.
Altılı Masa’daki liderlerin birbirlerini destekleyen açıklamaları, iktidar karşısında çok daha yüksek sesle var olan bir “muhalefet sesi” yarattı ve pek çok konuda muhalefet gündem belirlemeye başladı. Yine, seçmen geçtiğimiz sürede cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin başarısızlığını ve etkisizliğini muhalefet liderleri ve kurmaylarından sıkça duydu. Bu da aynı zamanda ittifakı bir araya getiren ana unsura yani parlamenter sisteme geçiş konusunda toplumsal mutabakatın sağlanması adına önemli bir kazanım oldu.
Buna karşın Altılı Masa’nın hedeflerinin ve bir araya geliş amacının çok net, somut bir şekilde aktarılamaması seçmende bir kafa karışıklığı yaratıyor. Medya ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda seçmenin doğru bilgiye ulaşması zaten kısıtlı. Öte yandan son dönemlerde değişikliklere uğrayan seçim sistemi ve yeni hükümet sistemi sebebi ile pek çok seçmen için “ittifaklar” konusu oldukça kafa karıştırıcı. Haliyle, bu birlikteliğin nedeni konusunda “soyut” hedeflerden ziyade somut sesler duyulmadığı sürece seçmenin kafa karışıklığı devam edecek. İktidar kanadı da bu karışıklığa odaklanarak, altılı masanın ne olduğunu kendi yorumları ile anlatmaya devam edecekler.
Partilerin çeşitli kurmaylarından gelen ifadelere bakıldığında ise bunun bir resmi seçim ittifakı olmadığı, ortak amacın “parlamenter sisteme geçiş” olduğu dile getiriliyor. Burada aslında verilmek istenen mesaj meclis seçimlerine bu altı partinin farklı ittifak çatıları altında girebileceği seçeneğine de açık kapı bırakmak.
Bugüne kadar yapılan açıklamaları incelediğimizde Altılı Masa’yı bir araya getiren üç işbirliği alanı öne çıkıyor.
- Ortak bir cumhurbaşkanı adayı belirlemek
- Seçim güvenliği için ortak çalışmalar yapmak
- Parlamenter sisteme geçiş sürecini planlamak ve seçim kazanılırsa bu süreci ortak bir şekilde yürütmek
Ancak hem seçmenlerin hem de parti örgütlerinin bunları çıkarımlarla değil, net olarak bilebilmesi için çok etkin bir iletişim stratejisi yürütülmeli.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.